Çocuğum İngilizce Okumayı Öğreniyor! Yazı dizisini oluştururken, hem ebeveynlere hem de öğretmenlere işin mutfağını gezdirmek ve bugüne kadar kimsenin onlara bu denli ayrıntılı olarak anlatmadığı yönlerini tanıtmayı amaçlamıştık. Birçok yöntem ve ipucunu okuyanlar, bunda sonraki süreçte akıllarının bir köşesinde bu bilgiler ışığında adım atarlarsa ne mutlu bize!
Serinin son yazısında ise ailelerin neler yapabileceğine odaklandık. Burada göreceğiniz adımlar, hem yabancı kaynaklardan hem de öğretmenlerin uzun yıllar boyunca tecrübe ettikleri durumlardan esinlenilerek ortaya çıktı. Öğretmenler ise velilerinin ‘Evde ne yapabiliriz?’ sorusuna bu yazıdan faydalanarak cevap vermek isteyebilirler.
1. Bu kez ertelemeyin!
Okumayı geliştirmek için okumanız gerek. Bu yüzden misafirimiz vardı, şehir dışındaydık, gezmeye gittik gibi nedenlerden dolayı o çok değerli okumaları ertelememeye çalışın. Evde birebir yapılan okumaların sınıfa geldiklerinde öğrencilerde yarattığı özgüveni görmeniz gerek. Öğretmeninizin verdiği kaynaklardan okuyun ya da varsa okuma ödevini takip edin. Fakat kaynakların dışına çıkmamaya özen gösterin. Serinin ilk yazısında bahsettiğimiz gibi, okumayı özel bir sırayla ve yöntemle öğreniyorlar; bizim bildiğimiz şekliyle değil.
2. Doğru zamanı seçin.
Evinizdeki düzen tamamen size özel, ama çocuğunuzun okuma yapmak için sizinle işbirliği içinde olacağı zamanı kollayın. Belki eve geldiğinde önce oyun oynamak istiyordur.
3. Çocuğunuzun yanında oturun.
Okumayı öğrenen bir çocuğun omuzlarında büyük bir yük vardır, bu yüzden bizler sabırla ve sevgiyle onlara destek olmalı ve yanlarında olmalıyız. Okumayı akıcı hale getirdikten sonra yalnız başlarına kitapların sihirli dünyasında kaybolabilirler ama henüz kitapta yazılanların anlamından çok, sesleri okumaya ve kelimeleri tanımaya çalışırken etraflarından duygusal destek ararlar. Sen oku ben dinliyorum dediğinizde çocuğunuz sizi telefonunuza bakarken gördüğünde ne hissediyordur?
4. Resimlere bakmasına izin verin.
Çocukların ilk okuma çalışmaları bol resim içerir. Aşağıdaki örnekteki gibi bir okumayla karşılaşıldığında bazen –tamamen iyi niyetle – çocuğumuz resimden ipucu almasın, cümleye odaklansın diye resmin üstünü elimizle kapatırız. Bunu yapmamamız gerekiyor. Resimlerin orada olmasının bir nedeni var. Çoğunlukla cümlenin odağı resimdeki eylem değildir bile. Daha çok başka kelimelere ya da kalıplara odaklanıyordur. Aşağıdaki örneğe bakacak olursak, eğer cümlede odaklanılması istenen kalıp ‘has got’ yapısı ise, karakterin orada hangi eylemi yapıyor olduğunun bir önemi yok. Çünkü odağı eylem ya da eşya değil, gramer yapısının kurala göre okunuşu.
5. Bekleyin.
Çocuklar Türkçe okumayı öğrenirken bile kelimeler üstünde uzunca beklerken bunu İngilizcede de yapmaları çok doğal. Bazen öylece donup kalırlar. Böyle bir anda kelimeyi bizim onun yerine söylememiz onu –ya da çoğunlukla bizi- rahatlatır; ama fayda sağlamaz. Muhtemelen bir sesi tanıyamamıştır ya da o kelimeyi gerçekten de hatırlayamıyordur. Biraz bekleyin ve birlikte okumayı teklif edin ve sanki onun için dublaj yapıyormuşsunuz gibi yavaşça uzatarak sesleri bastırarak birlikte okuyun. İngilizce bilmiyorsanız birlikte okumak iyi bir fikir olmayabilir, ilk yazıda da söylediğimiz gibi İngilizcedeki birçok ses Türkçedeki gibi okunmayabiliyor. Bu durumda, canını sıkmamasını ve o kelimeyi pas geçmesini, daha sonra tekrar denemesi için cesaretlendirin. Okuyamadığı kelimeler için öğretmenine bir not göndermek de iyi bir fikir olabilir. (Daha fazla ipucu için serinin ikinci yazısı olan İngilizce Okumanın Mutfağına İniyoruz: Öğretmenlerin Sırları yazımıza göz atabilirsiniz).
6. Çocuğunuza kitap okumaya devam edin.
Çocuğunuz artık İngilizce okumayı öğreniyor diye ona kitap okumaktan vazgeçmeyin. Ona her zaman nasıl hikayeler okuyorsanız onlardan okumaya devam edebilirsiniz. Yani kafası karışmayacaktır. Hatta öğrendiği sesleri veya kelimeleri gördüğünde heyecanlanacaktır.
7. Okudukları hakkında konuşun. Ama öncesinde!
Çocuklar okumayı öğrenirken anlamdan çok, sesleri ve kelimeleri doğru bir şekilde seslendirmeye odaklanırlar. Anlam ikinci planda kalır. Bu yüzden resimler önemlidir. Okuduklarına anlam katar ve bunu çocuklara hatırlatır. Bu yüzden önce resimlere göz gezdirin ve resimler hakkında kısaca konuşun. Hikaye ya da yazı neyle ilgili olabilir? Çocuğun adı sence ne? Ne yapıyor? Gibi sorular, okuduğuyla ilgili fark etmeden bir ön bilgiye sahip olan çocuğun okuma yaparken rahatlamasına yardımcı olabilir.
Yasemin ISLAH
İngilizce Öğretmeni, Öğretmen Eğitmeni