İ.Ö 3. yüzyıldan başlayarak İber yarımadasının Romalılaşmasıyla birlikte Hint- Avrupa kökenli olan Latince uzun bir süre konuşma dilleriyle birlikte var olduktan sonra egemen olmuştur. Latince asıllı diller (lenguas romances ya da románicas) olarak bu şekilde ortaya çıkmış ve İspanyol dilini bu dillerin içerisine almıştır. İspanyol dilinin kökeni Latin diline dayandığı için bu dilin yapısı, diğer latin dilleri ile neredeyse aynıdır.
İspanyol dilinde var olan fiil çekimlerinin temeli latin dillerine dayanır. İkinci yabancı dili öğrenirken bir çoğumuz eminim ki fiil çekimleri konusuyla karşılaşmış ve bunun sıkıcı, zorlu bir yol olduğunu gözlemlemiştir. Bu yazımda sizlere aslında fiil çekimlerinin belirli tekniklerle nasıl öğrenebileceğimizi, ezberlemeye çalışmadan, konuşma diline nasıl yansıtabileceğimizi açıklayacağım.
Uzaktan eğitimde 9. haftaya hoş geldiniz! Geriye dönüp baktığınızda ne kadar çok yenilik görüyorsunuz? Özel yaşamımızı geçiyorum; ders tasarımları, haftalık planlar, iletişim şekilleri, öğretmen – öğrenci ilişkileri, araştırma içeriklerimiz, okuduklarımız ve uyguladıklarımız tüm bu süreçten nasıl etkilendi? Bu nasıl olacak derken, hepimiz bir sürü tecrübeyle güçlendik, değiştik; yeni bakış açıları kazandık.
Bu yazının İngilizcesini yazdığımda gelen harika geri dönütleri görünce Türkçeye çevirip daha fazla meslektaşıma ulaşmaya karar verdim. Çünkü bu benim için öğretmenlerin derslerini daha etkili ve eğlenceli hale getirmek için araştırma yaptıklarının canlı kanıtıydı.
Bu yazıda bir İngilizce öğretmeni olarak online derslerimde
kullandığım ve herkese tavsiye etmek istediğim 20 aktivite, oyun, etkinlik
önerilerimi paylaşıyorum.
Resimli Kart Oyunları:
Özellikle dil öğretmeniyseniz bazı kart oyunlarını uzaktan eğitimde de
kullanabilirsiniz. Kartları yavaşça göstererek ne olduğunu bilmelerini isteme,
kameranın önünden hızlıca geçirip ne olduğunu tahmin etmelerini isteme gibi
oyunlar en sevdiklerim. Aşağıdaki videoda derslerine konuk olduğum Ukrayna’daki
Alexandra Kozlova’nın 1.sınıflarıyla oynadığım oyunu görebilirsiniz:
Göster – Anlat: Çocuklardan size bir şeyleri gösterip anlatmalarını isteyebilirsiniz. Minik ip ucu: Dikkatin dağılmasını önlemek adına bir zamanlayıcı açabilir ve her çocuğun eşit süre konuşmasını sağlayabilirsiniz. Süreyi olabildiğinde kısa tutmak en iyisi.
Ev Turu: Ev turları havayı yumuşatmak, dikkatleri toplamak ve konuşma pratiği yapmak için harika bir fırsat. Çocuklar odalarını gösterebilir, oyuncaklarını tanıtabilir ya da daha eğitici olsun derseniz konunuzla ilgili bir eşya bulabilir ya da kitaplarını gösterebilirler.
Hareket Zamanı: Enerjiyi artırmak için çocuklara “tavşan gibi zıpla”, “burnuna dokun”, bu cümleyi zıplayarak söyle” gibi yönergeler verebilir ve derse hareket katabilirsiniz.
Bingo – Tombala Oynayın: Online bingo oyunları yabancı kaynaklarda epeyce var; ama Türkçe oynamak için de çocukların bir kitap sayfasındaki görseller kullanılabilir. Çocuklar o görsellerden kendilerine en az 5 tanesini seçer. Öğretmen sayfadaki tüm görsellerin isimlerini kağıtlara yazar, sırayla bir kağıt çeker. Görseli çıkan öğrenci görsele bir tik atar. Seçtiği 5 resmi çıkan çocuk “Bingo” yapmış olur.
Taş- Kağıt- Makas: Bunu derslerimde etkinlik aralarında ya da ders sonunda kullanıyorum. Tüm sınıf bana karşı oynuyor. Hem eğlenceli hem de canlandırıcı bir etkisi oluyor.
Hangisi Kayıp? Bunu resimli kartlarla oynayabileceğiniz gibi nesnelerle de oynayabilirsiniz. Kartları, resimleri gösterin sonra içlerinden birini alın. Hangisi kayıp? Diye sorun.
Çizdiğimi Tahmin Et: Ben bunu ekranımı paylaşarak yaptım. O sırada “duyguları” öğreniyorduk ve resimlerini çizdim ve çizerken ne çizdiğimi tahmin etmelerini istedim. Bilgisayarda bir şey çizmek zor olduğundan çizimlerim baya kötü oldu; çok eğlendik.
Kafa Molaları: “Brain Break” kavramını duymuşsunuzdur; ben “Kafa Molası” olarak Türkçeye çevirdim ve son yıllarda derslerimde sağ kolum oldu diyebilirim. Daha fazla bilgi için “Kafa Molası” Nedir? Çocuklar Neden Buna İhtiyaç Duyar? yazıma buradan ulaşabilirsiniz. Biz KALEV yabancı diller bölümü olarak derslerimizde böyle kafa molalarını sıklıkla kullanıyoruz. Siz de online derslerinizi eğlenceli bir şekilde sonlandırmak için Gonnodle (www.gonoodle.com) kullanabilir ya da yazımda da paylaştığım gibi pek çok başka kafa molası kullanabilirsiniz.
Hazine Avı: Çok karmaşık olmayan, sadece çocuklardan bir şeyleri hızlıca bulmalarını istediğiniz türde hazine avı oynayabilirsiniz. Bunun için ne istediğinizi belirttiğiniz bir liste gösterebilir -ekrandan paylaşabilir- ve belirli bir süre verip, o sürede bu şeyleri bulmalarını isteyebilirsiniz. Bu linkten yabancı bir kaynaktaki gayet güzel hazırlanmış bir örneğini inceleyebilir ya da indirip kullanabilirsiniz.
Ne Yazdım? (Guess the Number): Ben bu oyunu sayılarla oynadım ama pek çok şekilde adapte edilebilir olduğunu düşünüyorum. Bir kağıda bir sayı yazın ve çocuklardan yazdığınız sayıyı tahmin etmelerini isteyin. Bunu tüm sınıf dönüşümlü olarak oynayabilir.
Heykel: Çocukların en sevdiği oyunlardan biri olan “Heykel” oyunu sanal derslerde de gayet güzel oynanıyor. Bir şarkı çalın, şarkıyı durdurduğunuzda çocukların kıpırdamadan durmaları gerekiyor.
Sessiz Sinema: Bildiğimiz sessiz sinema oynayabilir ya da konunuza göre bir kelime seçip onu ses çıkarmadan diğerlerine anlatmayı deneyebilirsiniz. Her zaman işe yarar!
Hikaye Okuma: Online derslerde hikaye okumayı etkileşimli bir hale getirmek dikkati canlı tutmaya yarıyor. Aşağıdaki videoda bizim hikaye rutinimizi izleyebilirsiniz. Normalde bu rutini her ders öncesi yaparız; şimdi böyle bir video hazırladım ve evde her gün benimle birlikte hikaye anlatmaya devam etmelerini istedim.
Bilgi Yarışmaları: Kim
milyoner olmak ister? Çarkıfelek ya da “Kahoot” oyunlarıyla derslere eğitici ve
eğlenceli oyunlar ekleyebilirsiniz.
Birlikte bir şeyler yapın:
Bu basit bir el işi etkinliği olabilir, origami, maskeler ya da meyve salatası
bile olabilir. Neden olmasın?
Kaçış Oyunu: Biz dijital
kaçış oyunlarımızı online derslerimize de taşıdık. Daha fazla bilgi için www.teachaboo.com adresinden “Escape the
Classroom” etiketli yazılarıma göz atabilirsiniz.
Sanal Turlar: Pandemi
süresince bir sürü müze, sanat galerisi ya da oyun parkı sanal turlarla
ziyaretçilerini ağırlamaya devam etti. Siz de çocukları minik bir geziye
götürebilir, sonrasında gezi ile ilgili konuşabilir ya da bağlantılı
etkinlikler yapabilirsiniz. (Böyle turlara ulaşmak için “virtual tours” anahtar
kelimesini kullanabilirsiniz).
I Spy with my Little Eye
(Minik gözlerimle bir şey görüyorum): Kameradan gördüğünüz bir şeyi (mesela bir
öğrencinizin arkasında gördüğünüz bir poster) tarif etmeye başlıyorsunuz ve
çocuklar bunun ne olduğunu bulmaya çalışıyor.
Gece – Gündüz | Deve –
Cüce: Biz bunu hikayemizde geçen “İyi geceler – Günaydın” kelimeleriyle
oynadık. Zıt kavramlarla da oynanabilir. Bol şaşırtmalı bir şekilde oynadık çok
eğlendik.
Uzaktan eğitim devam ederken eminim bizler de daha fazla etkinlik üretiyor ve sanal sınıflarımıza adapte ediyor olacağız. Bu yazıdan faydalanacağını düşündüğünüz arkadaşlarınızla yazımızı paylaşabilir ya da yorum yaparak bu listeye katkıda bulunabilirsiniz.
Dünyayı etkisi altına alan korona virüs önlemleri
kapsamında, 2 haftalık bir ara veriyoruz diye başlayan ve Milli eğitim bakanı
sayın Ziya Selçuk’un açıklamasıyla 30 Nisan’a uzatılan süreçte bu duruma
hiçbirimiz şaşırmamıştık, zira virüs tüm hızıyla yayılmaya devam ediyordu; bu
uzatmayı bekliyorduk ama bir şey için hiçbirimiz tam olarak hazır değildik:
Uzaktan Eğitim.
Belki bir çoğumuz bir webinara katılmıştı ya da konferans görüşmesi yapmış hatta bir eğitimi online bir ortamda dinlemişti; ama pek çoğumuz olağan derslerimizin akışında böyle bir ara vermeyi beklemiyorduk ve itiraf edelim, hazır değildik. Teknolojik altyapı, dersler nerede ne zaman yapılacak gibi teknik detaylardan bahsetmiyorum tabii ki; bahsettiğim ve hazır olmadığımız şey aslında kendimizi perşembe günü okuldan normal bir şekilde eve gidip, bir anda tüm bu meselelerin içinde bulmuş olmamız.
Her şey çok hızlı gelişti ve bir anda hepimiz evde
hapsolmuş, çocuklarımıza nasıl ulaşacağımızı düşünmeye başlamıştık. Saatler
süren konferans görüşmeleri, telefon görüşmeleri ve araştırmalarla tam 1 hafta
içinde uzaktan eğitim programları tasarlamıştık.
İngilizcenin ana dil olarak
tanımlandığı ve yetersiz olduğu düşüncesiyle son yıllarda önemli bir yer
edinmiş ikinci yabancı dil, birçok eğitim-öğretim kurumlarında hem velilerin
hem de çocukların gözünde soru işaretleri barındırıyor. Fransızca ve Almancanın
yıllardır okullarımızda ikinci yabancı dil olarak öğretildiği düşünülürse, bu
dilleri geliştirmek için bir şekilde kaynaklar bulunabiliyor veya bilir kişiler
sayesinde akıllardaki soru işaretleri sona erdirilebiliyor. Başlığımda ‘’ikinci
yabancı dil’’ ifadesini kullanarak genel bir sorunu açıklamaya çalışmak ya da
hatırlatmak istesem de, aslında kaynak sıkıntısı çektiğimiz ‘’İspanyolca’’
hakkında bilgilendirmek istiyorum. İspanyolca bildiğimiz gibi dünyada en çok
konuşulan dillerden biri olmasıyla son yıllarda ülkemizde çok popüler bir dil
haline gelmiştir. Fakat sorun şu ki; günümüzde hangi özel okula adımımızı atsak
bu dille karşılaşır ancak bu dil konusunda çocuklarımıza nasıl yardımcı
olacağımızı bilemeyiz. Bunun çeşitli sebepleri var elbette. İspanyolca kaynak
materyallerini satan yayınevlerinin beş parmağı geçmemesi, internet üzerinde
yer alan kaynakların her zaman güvenilir olmaması ve elbette ki anne, babaların
dile dair hiçbir fikri olmaması. Son bahsettiğim fikir sahibi olmama konusunu
çok doğal karşılıyoruz elbette. Ancak sonrasında anne, babalarda kaygı
görüyoruz ve gözlemliyoruz. ‘’Nasıl yardımcı olacağız?’’, ‘’Yardımcı birini mi
bulsak?’’, ‘’Ne yapalım hocam, biz de mi öğrenelim?’’ vb.
İngilizce’nin artık dünya
çapında anadil olduğunu hepimiz biliyoruz ve ikinci bir yabancı dilin artık bir
tercihten çok zorunluluk olduğunun da farkındayız. Dünya vatandaşı olabilmek,
bakış açımızı genişletmek, farklı kültürlere hakim olabilmek… Bu özelliklerin
hepsini ikinci bir yabancı dil öğrenerek kazanıyoruz. Öyleyse dünyada en çok
konuşulan ikinci bir dilden bahsedelim: İspanyolca!
Ülkemizde son 5 yılda
hızla önem kazanan ve kazanmaya devam eden İspanyolca, günümüzde İngilizceden
sonra en çok tercih edilen ikinci yabancı dildir. Dünya çapında ise sadece
Çince, İspanyolcadan az bir farkla daha çok tercih edilir. Aslında ben neden İspanyolca öğrenmemiz
gerektiğine değil, ikinci yabancı dilin çocuklarımızın üzerindeki etkilerinden
bahsetmek, biraz da İspanyolca ile ilgili bilinmeyen noktalara değinmek ve
öğrenim sürecinde evde hangi uygulamaları kullanarak, neler yapabileceğimizden
bahsetmek istiyorum.